TIKLA BEDAVA PARA KAZAN =)) ...!!!

** DİYARBAKIR VAMPİRLERİ **


   
  "' VanK Diyarbakır Rock Sites / EMo / HayKo CepKİn / VamPir / Hard RocK / Metal / gothic / ROcK / TR.GG / TEMALARI / BED
  DiyarBakırI TanıyALım
 

Diyarbakır M.Ö 1700'lü yıllara dayanan bir şehirdir.Türkiye'nin önemli kentlerindendir ve ülkenin güneydoğusunda yer almaktadır.

Diyarbakır, Mezopotamya’nın kuzeyinde yer almaktadır. Malatya, Elazığ, Bingöl, Muş, Siirt, Mardin, Urfa, Batman ve Adıyaman illeriyle çevrelenmiş olan Diyarbakır ili, bölgenin tüm özelliklerini taşır. Bağlı 13 ilçe merkezi bulunmaktadır.Diyarbakır kent merkezi 7 bin 500 yıllık bir geçmişe sahiptir.

Tarihin her döneminde büyük uygarlıkların, kültürel ve ekonomik hareketlerin merkezi olarak kabul edilen kent, birbirini izleyen 26 değişik uygarlığa beşiklik etmiştir. M.Ö.3000 yıllarında Hurriler’den başlayarak Osmanlılar’a kadar uzanan yoğun bir tarihi geçmişi olan Diyarbakır’da yaşayanlar, dönemlerine ait izlerle kenti ölümsüzleştirmişlerdir




Tarih

Mustafa Kemal Atatürk,Diyarbakır'da (1916)
Mustafa Kemal Atatürk,Diyarbakır'da (1916)

Sırasıyla Amedi,Amed,kara amed, Diyar-ı Bekr,Diyarbekir adlarıyla anılan şehir,tarih boyunca bir çok medeniyete ev sahip yapmıştır. Aslında Diyar-ı Bekr (Diyarbekir) adı Osmanlının son yıllarına kadar daha çok bir bölge adı olarak kullanılmıştır. Ancak merkez için kullanılan Amid isminin kullanımının özellikle Diyar-ı Bekr'in (Diyarbekir)1867 yılında Vilayet oluşu sonrası yavaş yavaş terkedildiği, bütün bölgeyi nitelemesinin yanında merkez sancak için de (Diyar-ı Bekr) Diyarbekir adının kullanıldığı görülmektedir. İ.Ö.3500 yıllarında Hitit, ve Hurrri-Mitanniler'le başlayan ve sırasıyla (İ.Ö.1260-653) Asurlular ve Urartular,(İ.Ö.653-625) Medler,(İ.Ö.140-85) Partlar,(İ.Ö.85-69) Büyük Tigran,(İ.Ö.69-İ.S.53) Romalılar, (53-226) Romalılar-Partlar,(229-395) Sasaniler-Romalılar,(395-639) Bizanslılar egemenliğinde kalmıştır.

639 yılında kent müslüman arapların eline geçmiş ve 661 yılına kadar üç halife devrinde yönetilmiştir. Daha sonra Emeviler (661-750),Abbasiler (750-869),Şeyhoğulları (869-899), Abbasiler (899-930), Hamdaniler (930-978), Büveyhoğulları (978-984), Mervaniler (984-1085), Büyük Selçuklular (1085-1093), Suriye Selçukluları (1093-1097), İnanoğulları (1097-1142), Nisanoğulları (1142-1183), Hasankeyf Artukluları (1183-1232), Mısır ve Şam Eyyubileri (1230-1240), Anadolu Selçukluları (1240-1302,bu sevirde Hülagü orduları Diyarbakır ve çevresini istila etmiş ve büyük yıkımlarda bulunmuşlardır), İlhanlılar (1302-1394), Timur (1394-1401), Akkoyunlular (1401-1507), Safeviler (1507-1515) egemenliğinde kalan kent, 15 Eylül 1515'te Bıyıklı Mehmet Paşa tarafından Osmanlı egemenliğine alınmıştır.

Diyarbakır, Osmanlılar döneminde önemli eyaletlerden birinin merkezi olmuş, doğuya sefer yapan orduların hareket üssü ve kışlağı görevini görmüştür. Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde özellikle 1.Dünya Savaşı'nın yakın zamanlarda hastalık, yangın ve sefalet yüzünden büyük sıkıntı çeken Diyarbakır; Cumhuriyet devrinde büyük ve önemli imar, sosyal, kültürel ve ekonomik hareketler yaşamıştır. 1950'lerden sonra yeni şehir kurulmuş; yollar, hastaneler, okullar ve modern yapılarla gün geçtikçe büyümüş ve gelişmiştir. Yeni şehir kara,hava ve demir yolarıyla Türkiye'nin dört bir yanına bağlanmış önemli merkezlerden biri haline gelmiştir.

Nüfus

Balıkçılarbaşı,Diyarbakır
Balıkçılarbaşı,Diyarbakır

Diyarbakır, 2007 nüfus sayımına göre 1.460.714 nüfusu ile Güneydoğu'nun büyük kentlerinden biridir. Kilometrekareye düşen insan sayısı Türkiye ortalaması 88 iken İlimizde bu sayı 95’tir. 1990-2000 döneminde yıllık nüfus artış hızı Binde 21.73, Türkiye ortalaması Binde 18,3 dür.

İlçeler Toplam Şehir Köy
Merkez 826.414 592.557 233.857
Bismil 108.706 57.359 51.347
Çermik 51.381 17.825 33.556
Çınar 62.871 12.725 50.146
Çüngüş 13.971 2.930 11.041
Dicle 44.610 12.227 32.383
Eğil 23.608 6.122 17.486
Ergani 109.678 61.973 47.705
Hani 31.509 8.292 23.217
Hazro 18.386 5.478 12.908
Kocaköy 15.705 6.204 9.501
Kulp 35.464 11.474 23.990
Lice 30.560 13.118 17.442
Silvan 87.851 47.105 40.746
TOPLAM 1.460.714 855.389 605.325

[1]

Diyarbakır kalesi (Surlar)

Diyarbakır surları
Diyarbakır surları
Diyarbakır surları
Diyarbakır surları

Cami Kiliseler ve Sinagoglar

Tarihi ve mimari özellikleri ile Ulu Cami, Nebi Cami ve Safa Cami Diyarbakır'ın en ünlü camilerdir. Selçuklu Sultanı Melik Şah tarafından yaptırılan Ulu Cami, orijinal dizaynı ve hem Bizans hem de daha eski mimari malzemeleri kullanması ile ilginç olup Türkiye'nin en eski camilerindendir. Diyarbakır'ın 77 km doğusunda, Silvan'da 1185 yılında yapılmış, zarif görünümlü Ulu Cami, kemer kapıları ifade eden ince taş kabartmaları ile görülmeye değerdir. Diyarbakır, cami ve kiliseleri Diyarbakır'ın önemli kiliseleri arasında Mart Thoma, Meryem Ana, Kırklar Kilisesi ve Mart Pityon Kilisesi sayılabilir. Meryem Ana Kilisesi, şehirde kalan az sayıdaki Süryani cemaati tarafından halen kullanılmaktadır.

Resim:Diyarbakir ulu cami.jpg
Ulu cami,Diyarbakır

Ulu Camii

Çok sağlam, kara taştan yapılmış, Anadolu’nun en eski camiilerindendir. M.S.639 yılında islam orduları Diyarbakır’ı fethedince Mar-Toma Kilisesi’nin camiiye çevrilmesiyle kurulmuştur. islam aleminde 5. Haremşerif olarak tanınmaktadır. Duvarlarında birçok uygarlığın kitabesi bulunmaktadır.

Safa Camii [değiştir]

Palu (Parlı) Camii ismi de verilen yapı 1532 yı­lında yapılmış bir Akkoyunlu eseridir. Çini ve motiflerle süslen­miş çok zarif olan minaresinin son zamanlara kadar kılıfla muhafaza edildiği söylenmektedir. Batısında büyük Hekim Muslihiddin-i Lari’nin mezarı vardır.

Behrampaşa Camii

1572 yılında Diyarbakır Valisi Behram Paşa tarafından Mimar sinan’a yaptırılmış Osmanlı eseridir. camiinin yapımına kapısı üzerindeki kitâbesine göre 972 (1564-65) yılında başlamış ve 980 (1572) tarihinde tamamlamıştır. Ayrıntılarıyla Diyarbakır’ın yerel mimarisini yansıtan yapı, boyutlarıyla İstanbul’daki sadrazam camilerinden geri kalmıyor Caminin çok süslü minberi bir sanat harikasıdır. Tamamen kesme taştan yapılmıştır. tek kubbeli bir yapıdır. Sakıflı son cemaat yeri, aynı üslupta yapılmış önündeki şadırvanı ile sütunlu bir saray girişini anımsatmaktadır. Bu tip sakıflı girişlere Osmanlı Dönemi yapılarında rastlanmakla birlikte burada olanakların sonuna kadar zorlandığını görüyoruz. Güneye özgü taş işçiliğinin eklenmesi, yerel özelliklerin katılmasıyla Osmanlı Mimarisinin ana şemalar kalmakla beraber bulunduğu yerlerde yerli geleneklerle beslenerek, az da olsa değişik bir karaktere büründüğünü izlemekteyiz. Giriş kapısının üstündeki sağ ve sol sahanların ters düzeninin bugünkü in­şaatlarda kullanılan modern sıkıştırma usulünün günümüzden 400 sene önce taş inşaatına tatbiki suretiyle yapılması fen adamları­nın dikkatini çekmekte ve takdirini kazanmaktadır. 5 Mayıs 1828’de Behram Paşa Camisi minaresine yıldırım düştü ve ancak 1930’da onarılabildi.

 

Nebii Camii

Akkoyunlu eseri olup, 15. Yüzyıldan kalma taşla örtülü tek kubbeli bir camiidir. Minaresinde Muhammed'den (Kaalen Nebiye) diye bahseden kitabelerin çokluğundan dolayı Nebi veya Peygamber Camii denildiği sanılmaktadır. 1530 yılında Hacı Hüseyin adlı bir kasap tarafından yaptırılan minare­si 1960 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce yeri değiştirilerek onarılmıştır.

Fatihpaşa Camii

Kurşunlu Camii’de denilmektedir. 1516-1520 yılları arasında şehrin ilk Osmanlı valisi Diyarbakır’lı Bıyıklı Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. ilk Osmanlı eseri­dir. Duvarlı çok güzel Osmanlı çinileri ile kaplıdır. Mihrabı ve min­beri görkemli bir sanat yapıtı olan camii’nin ayrıntıları Selçuklu tarzındadır. Cumhuriyet devrinde onarılan camii’nin yanında birde türbe vardır.

Ulu Cami,Diyarbakır
Ulu Cami,Diyarbakır

Hüsrevpaşa Camii

Osmanlı devri Diyarbakır Valile­rinin ikincisi olan Hüsrevpaşa tarafından 1512-1528 tarihleri ara­sında yaptırılmıştır. Bina önce Üsreviye Medresesi adı ile yaptırılmıştır. Kesme taştan yaptırılmış olan minaresi Selçuklu tar­zında olup, sarkıtlarla süslüdür.

Melik Ahmet Camii

Melik Ahmet Paşa tarafından 17. Yüzyılda yaptırılmıştır. Tümü çiniden yapılmış mihrabı çok ilgi çe­kicidir. Minaresine yarıya kadar birbirini görmeyen iki merdiven­le çıkılır, yarıda bu iki merdiven birleşir. Kaidesinin süslemeciliği oldukça inceliklidir. Çini mozaiklerle süslü kabartmalar ince ve ustalıkiı bir beğeni örneğidir.

İskender paşa Camii

Vali iskender Paşa tarafından 1551 yılında yaptırılmıştır. Önünde şadırvanı, doğusunda türbesi var­dır. Kara ve beyaz taşlarla süslü olan camii güzel bir Osmanlı eseridir.

Dört Ayaklı Minare

Akkoyunlu Kasım Han tarafından yaptırılan Şeyh mutahhar Ca­mii’sinin dört ayaklı minaresi yekpare dört sütun üzerinde inşaa ettirilmiş ilginç anıtlardandır. Minarenin sütunları altından yedi defa geçenin her dileğinin yerine geldiğine inanılır.

Mesudiye Medresesi

Ulu Camii’nin kuzeyinde ve cami­i’ye bitişiktir. 1198 yılında Artuklu Melikül Mesut Kutbudin Ebu Muzaffer Sokman zamanında inşaasına başlandığı üzerindeki ki­tabeden anlaşılmaktadır. Motif ve kitabeleriyle çok değerli bir sanat eseri olan medresenin avlusundçıki mihrabın iki yanına ustaca yer­leştirilmiş döner taş sutünlar binanın herhangi bir yerinde mey­dana gelecek çökmeyi veya kaymayı tespit için konulmuştur. Bina kesme taştan iki katlı olarak yapılmıştır. Mesudiye medresesi içinde öğrenim yapılan Anadolu’nun ilk üniversitesidir.

Zinciriye Medresesi

Sincariye Medresesi’de denilir. Bina 1198 yılında yapılmış olup, mimarının adı isa Ebu Dirhem’dir.

Diyarbakır Meryem Ana Kilisesi'ndeki Ephrem the Syrian ikonu.
Diyarbakır Meryem Ana Kilisesi'ndeki Ephrem the Syrian ikonu.

Meryemana Kilisesi

3. Yüzyıldan kalmadır. Zamanla bir­çok onarım görmüş olup, Bizans devrinden kalma mihrabı, Ro­ma biçimi kapısı ilginçtir. Kilisede bazı azizlerin türbesi bulunmaktadır. Şehrin en güzel Süryani Kadim Yakubi mez­hebi kilisesidir. Diğer bir kilisede Keldani Kilisesidir.

Diğer Önemli Camiiler

Ömer Şaddat Camii, Kadı Camii, Hacı Büzürk Camii, Arap Şeyh Camii, Lala Kasım Camii, Kurt İsmail Paşa Camii şehrin diğer önemli camiileridir.

Çayönü

Diyarbakır ili, Ergani ilçesi, Sesverenpınar Köyü, Hilar Kayalıkları yakınlarnda bulunan Çayönü Tepesi, günümüzden 9500 yıl önce M.Ö. 7500 yıllarında kurulmuş, aralıksız olarak M.Ö. 5000 yılına kadar yerleşim görmüş, daha sonra da aralıklarla iskan edilmiştir. Yerleşme bilim dünyasındaki ününü "Esas Çayönü Evresi" olarak bilinen M.Ö. 7500-6500 yılları arasındaki bin yıllık döneme. ait olan kalıntı ve buluntuları ile sağlamıştır. Bu dönem uygarlık tarihinin en önemli araştırmalarından birini, belki de en önemlisini yansıtmaktadır.

Günümüzdeki kent uygarlığının ilk temellerinin atıldığı bu dönem, insanların göçebelikten köy yaşantısına, avcı ve toplayıcılıktan besin üretimine geçtikleri "Neolitik Devrim" olarak da bilinen teknolojik yaşam biçimi, beslenme ekonomist ve insan-doğal çevre ilişkilerinin tümü ile değiştiği Kültür Tarihi ile ilgili buluşlarla birçok "ilki" de içeren canlı ve ilginç bir dönemdir.

Çayönü tepesinde 1963 yılında İstanbul ve Chicago Üniversiteleri tarafından başlatılan çalışmalar günümüze kadar değişik uluslar ve bilim dallarından çok sayıda ummanın katılımıyla sürmüştür. Bu çalışmaların sonunda yakın doğunun bilinen en iyi korunmuş ve en eski büyük yerleşme yerlerinden biri ortaya çıkarılmıştır.

Müzeler

Arkeoloji Müzesi

Diyarbakır'da ilk müze 1934 yılında Ulu Cami'nin devamı olan Zinciriye Madresesi'nde açılmıştır.1985 yılında ise Elazığ caddesi üzerinde bulunan Dedeman Oteli arkasında bulunan yeni yapısına taşınmıştır.Müzede Diyarbakır yöresinden kazılar,satın alma ve müsadere yoluyla edinilen eserler,Neolitik Çağ'dan itibaren Eski Tunç, Asur, Urartu, Helenistik, Roma, Bizans, Artuklu, Selçuklu, Akkoyunlu ve Osmanlı devirlerine ait eserler kronolojik olarak sergilenmektedir.

Cahit Sıtkı Tarancı Müzesi

Şair Cahit Sıtkı Tarancı'nın doğduğu bu ev geleneksel Diyarbakır evlerine güzel bir örnek teşkil etmektedir. 1973 yılında Kültür Bakanlığı tarafından satın alınıp müze haline getirtilmiştir. Müzede Cahit Sıtkı Tarancı'nın eşyaları. mektupları ve kitapları sergilenmektedir.

Ziya Gökalp Müzesi

Ziya Gökalp'in doğduğu b-ev 1956 yılında müze haline getirtilmiştir. Gökalp'in eşyaları. mektupları ve kitapları sergilenmektedir.

 

Kültür ve Sanat

El Sanatları

Diyarbakır'ın el sanatları içerisinde kuyumculuk, ipekçilik, bakırcılık önde gelmektedir. Diyarbakır el sanatları, 1.Dünya Savaşı'na kadar çok ilşeri bir düzeydeydi. Örneğin Konya'daki Mevlana türbesinin ikinci kapısı, Bağdat'taki İmam-ı Azam türbesinin altın ve gümüş işlemeli kapısı ile avize, şamdan ve kandilleri Diyarbakır'da yapılmıştır.

Eskisi kadar olmamakla birlikte günümüzde önemini koruyan bu el sanatlarında hasır bilezik,kişmiş gerdanlık,güöüş işlemeli nalın ve çekmeceler Diyarbakır'ın kuyumcularının beğenilen ürünleri arasındadır. Köylerde el dokumacılığı ve halı, kilim üretimi de yapılmaktadır.

Halk Oyunları

Davul, zurna eşliğinde oynanan Diyarbakır oyunları yörenin aşk, ıztırap ve bazen de aşiretlerinin sosyal durumlarını konu alır. Oyunlardan bazıları; Delilo, Halay, Esmer, Çaçan, Tekayak, Çiftayak ve Çepik'tir. Bu oyunların kendilerine özgü özellikleri, ayrı figür ve hareketleri vardır.

Mutfak

Binlerce yıl Türk, Kürt, Zaza, Ermeni, Süryani, Yahudi, Arap halklarıyla içiçe yaşayan Diyarbakır'da, bu kültürlerin bileşiminden meydana gelen yemek kültürü hayli bir zengindir. Mufağın temel malzemeleri kuzu eti, yöresel baharatlar (sumak, kişniş, karabiber vs.), pirinç, sakatat çeşitleri, tereyapı, bulgurdur. Bu nedenle Diyarbakır mutfağı ağır yemeklerden oluşur.

 
 
  Bugün 19 ziyaretçi (22 klik) kişi burdaydı!  
 

Get your own Chat Box! Go Large!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol